Kamuoyunda 4. Yargı Paketi olarak bilinen 6459 Sayılı İnsan Hakları Ve
İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 11/04/2013
tarihinde kabul edilmiş ve 30/04/2013 tarihinde resmi gazetede yayımlanmıştır. Öncelikle
bu kanunun hangi kanunlarda değişiklik ihtiva ettiğini inceleyelim. 6459 Sayılı
Kanun ile şu kanunlarda değişiklikler yapılmıştır.
*1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu
*2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu
*2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu
*3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu
* 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
*5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu
* 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu
*5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun
Görüldüğü üzere 6459 Sayılı Kanun 8 kanunun içeriğini değiştirici
mahiyette hükümler içermektedir. 1602 Sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi
Kanunu’nda yapılan değişiklikleri görelim. 1602 Sayılı Kanun’un 46 ncı
maddesinin dördüncü fıkrasında değişiklik yapılmıştır.
"Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar,
süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar,
harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın
artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa
tebliğ edilir." Bu cümle kanunun 46. maddesinin 4. fıkrasına eklenmiştir.
Diğer değişiklik ise, 1602 sayılı Kanun’un 64 üncü maddesinin
birinci fıkrasına ı bendi eklenmesi ile maddeye ek fıkranın eklenmesidir.
"ı) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair
Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin ve hükmün bu
aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş
kararıyla tespit edilmiş olması.
Birinci fıkranın (ı) bendi kapsamına giren kararlar hakkında
yargılamanın iadesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği
tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir."
1602 Sayılı Kanun’da yapılan bir değişiklik de kanuna geçici madde
eklenmesidir. 1602 sayılı Kanun’a aşağıdaki geçici 5. maddenin eklenmiştir.
"Geçici Madde 5 - Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 46 ncı
maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dâhil, yürürlük
tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır."
6459 Sayılı Kanun’un değiştirdiği diğer bir kanun ise 2577 Sayılı İdari
Yargılama Usulü Kanunu’dur. Yargılama Usulü Kanunu’nun 16 ncı maddesinin
dördüncü fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
"Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar,
süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar,
harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın
artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa
tebliğ edilir."
2577 Sayılı Kanun’a Geçici Madde 7 de eklenmiştir.
"Geçici Madde 7 - 1. Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 16
ncı maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dâhil,
yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır."
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10 uncu maddesine ise sekizinci
fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın dört ay içinde
sonuçlandırılamaması hâlinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden
itibaren kanuni faiz işletilir."
3713 Sayılı Kanun’un 2 maddesinde değişiklik yapılmıştır. 3713 sayılı
Terörle Mücadele Kanunu’nun 6 ncı maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş; dördüncü fıkrasında yer alan "onbin" ibaresi "beş
bin" olarak değiştirilmiş ve dördüncü fıkrasının son cümlesi yürürlükten
kaldırılmıştır.
"Terör örgütlerinin; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini
meşru gösteren veya öven ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik eden bildiri
veya açıklamalarını basanlar veya yayınlayanlar bir yıldan üç yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır."
Terörle Mücadele Kanunu’ndaki ikinci değişiklik ise, 7. maddede meydana
gelmiştir. 3713 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini
meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek
şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek
ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, basın ve yayın organlarının suçun
işlenmesine iştirak etmemiş olan yayın sorumluları hakkında da bin günden beş
bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Aşağıdaki fiil ve davranışlar da
bu fıkra hükümlerine göre cezalandırılır:
a) Terör örgütünün propagandasına dönüştürülen toplantı ve gösteri
yürüyüşlerinde, kimliklerin gizlenmesi amacıyla yüzün tamamen veya kısmen
kapatılması.
b) Toplantı ve gösteri yürüyüşü sırasında gerçekleşmese dahi, terör
örgütünün üyesi veya destekçisi olduğunu belli edecek şekilde;
1. Örgüte ait amblem, resim veya işaretlerin asılması ya da taşınması,
2. Slogan atılması,
3. Ses cihazları ile yayın yapılması,
4. Terör örgütüne ait amblem, resim veya işaretlerin üzerinde bulunduğu
üniformanın giyilmesi."
Ek Fıkra:
"Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına;
a) İkinci fıkrada tanımlanan suçu,
b) 6 ncı maddenin ikinci fıkrasında tanımlanan suçu,
c) 6/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri
Kanununun 28 inci maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan kanuna aykırı
toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılma suçunu, işleyenler hakkında, 5237 sayılı
Kanunun 220 nci maddesinin altıncı fıkrasında tanımlanan suçtan dolayı ayrıca
ceza verilmez."
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nda ise 6 değişiklik yapılmıştır. Bu değişiklikler,
94,215,220,235 ve 318. maddelerde içerik olarak meydana gelen değişiklikler olup
diğer değişiklik ise kanuna geçici madde 1’in eklenmesidir.
İlk değişiklik TCK 94 üzerinde yapılmış ve işkence suçunda zamanaşımını
ortadan kaldırıcı niteliktedir. 94. maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"(6) Bu suçtan dolayı zamanaşımı işlemez."
5237 sayılı Kanun’un 215 inci maddesinde yer alan "kimse,"
ibaresinden sonra gelmek üzere "bu nedenle kamu düzeni açısından açık ve
yakın bir tehlikenin ortaya çıkması hâlinde," ibaresi eklenmiştir.
5237 sayılı Kanun’un 220 nci maddesinin altıncı fıkrasına "Bu
fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır." cümlesi eklenmiş
ve sekizinci fıkrasında yer alan "veya amacının" ibaresi "cebir,
şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere
başvurmayı teşvik edecek şekilde" şeklinde değiştirilmiştir.
5237 sayılı Kanun’un 235 inci maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"(1) Kamu Kurumu veya kuruluşları adına yapılan mal veya hizmet
alım veya satımlarına ya da kiralamalara ilişkin ihaleler ile yapım ihalelerine
fesat karıştıran kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır."
"(3) İhaleye fesat karıştırma suçunun;
a) Cebir veya tehdit kullanmak suretiyle işlenmesi hâlinde temel cezanın
alt sınırı beş yıldan az olamaz. Ancak, kasten yaralama veya tehdit suçunun
daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâllerinin gerçekleşmesi durumunda,
ayrıca bu suçlar dolayısıyla cezaya hükmolunur.
b) İşlenmesi sonucunda ilgili kamu kurumu veya kuruluşu açısından bir
zarar meydana gelmemiş ise, bu fıkranın (a) bendinde belirtilen hâller hariç
olmak üzere, fail hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur."
5237 sayılı Kanun’un 318 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"(1) Askerlik hizmetini yapanları firara sevk edecek veya askerlik
hizmetine katılacak olanları bu hizmeti yapmaktan vazgeçirecek şekilde teşvik
veya telkinde bulunanlara altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir."
5237 Sayılı Kanun’a Geçici Madde 1 eklenmiştir.
"Geçici Madde 1 - (1) Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun
235 inci maddesinde yapılan değişiklik sebebiyle görülmekte olan davalarda
görevsizlik kararı verilemez."
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda ise 7 değişiklik meydana
gelmiştir. Bu değişiklikler, 105,108,141,144,172,270. maddelerde içerik olarak
değişikliğin yapılması ve kanuna geçici madde 2’nin eklenmesi şeklinde
olmuştur.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 105 inci maddesinin birinci
fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.
"Duruşma dışında bu karar verilirken Cumhuriyet savcısı, şüpheli,
sanık veya müdafiinin görüşü alınmaz."
5271 sayılı Kanun’un 108 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan
"bulundurularak" ibaresinden sonra gelmek üzere ", şüpheli veya
müdafii dinlenilmek suretiyle" ibaresi eklenmiştir.
5271 sayılı Kanun’un 141 inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki
bent eklenmiştir.
"k) Yakalama veya tutuklama işlemine karşı Kanunda öngörülen
başvuru imkânlarından yararlandırılmayan,"
5271 sayılı Kanun’un 144 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi
yürürlükten kaldırılmıştır.
5271 sayılı Kanun’un 172 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"(3) Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın etkin soruşturma yapılmadan
verildiğinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit
edilmesi üzerine, kararın kesinleşmesinden itibaren üç ay içinde talep edilmesi
hâlinde yeniden soruşturma açılır."
5271 sayılı Kanun’un 270 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"(2) 101 ve 105 inci maddeler uyarınca yapılan itiraz üzerine
Cumhuriyet savcısından görüş alınması durumunda, bu görüş şüpheli, sanık veya
müdafiine bildirilir. Şüpheli, sanık veya müdafii üç gün içinde görüşünü
bildirebilir."
5271 sayılı Kanun’a Geçici
Madde 2 eklenmiştir.
"Geçici Madde 2 - (1) İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya
Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle bir ceza hükmünün
verildiğini tespit eden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş
kararlarından, 15.6.2012 tarihi itibarıyla Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi
önünde denetlenmekte bulunanlar bakımından bu Kanunun 311 inci maddesinin
ikinci fıkrası hükmü uygulanmaz. Bu durumda olanlar, bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren üç ay içinde yargılamanın yenilenmesi talebinde
bulunabilirler."
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda ise 3 maddede değişiklik meydana gelmiştir. Bu maddeler
334,337 ve 339’dur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334 üncü maddesinin birinci
fıkrasında yer alan "haklı oldukları yolunda kanaat uyandırmak"
ibaresi "taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması" şeklinde
değiştirilmiştir.
6100 sayılı Kanun’un 337 nci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki
cümleler eklenmiş ve ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Ancak, talep hâlinde inceleme duruşmalı olarak yapılır. Adli
yardım taleplerinin reddine ilişkin mahkeme kararlarında sunulan bilgi ve
belgelerin kabul edilmeme sebebi açıkça belirtilir."
"(2) Adli yardım talebinin reddine ilişkin kararlara karşı,
tebliğinden itibaren bir hafta içinde kararı veren mahkemeye dilekçe vermek
suretiyle itiraz edilebilir. Kararına itiraz edilen mahkeme, itirazı incelemesi
için dosyayı o yerde adli yardım talebi yapılan hukuk mahkemesinin birden fazla
dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son
numaralı daire için birinci daireye, o yerde adli yardım talebi yapılan hukuk
mahkemesinin tek dairesi bulunması hâlinde ise aynı işlere bakmakla görevli en
yakın mahkemeye gönderir. İtiraz incelemesi neticesinde verilen karar kesindir.
Adli yardım talebi reddedilirse, ödeme gücünde sonradan gerçekleşen ciddi bir
azalmaya dayanılarak tekrar talepte bulunulabilir."
6100 sayılı Kanun’un 339 uncu maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"(2) Adli yardım kararından dolayı Devletçe ödenen veya muaf
tutulan yargılama giderlerinin tahsilinin, adli yardımdan yararlananın
mağduriyetine neden olacağı mahkemece açıkça anlaşılırsa, mahkeme, hükümde
tamamen veya kısmen ödemeden muaf tutulmasına karar verebilir."
5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a
Geçici Madde 5’in eklenmesi 6459 Sayılı Kanun’un öngördüğü son değişikliktir.
"Geçici Madde 5 - 7 Kasım 1982 tarihinden önce işlemiş olduğu bir
suç dolayısıyla hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkûm olan kişi hakkında, mahkûm
olduğu cezanın infazı sürecinde koşullu salıverildikten sonra deneme süresi
içinde işlediği yeni bir suç sebebiyle koşullu salıverilme kararı geri
alınmaz."